Gündem

 

 
Mehmet Akif Dalcı Ölümsüzdür! Yaşasın 1 Mayıs!- Haklıyız Kazanacağız!
 

24 Nisan 2024

 

KÖHNEMİŞ, GERİCİ VE FAŞİST DÜZENE KARŞI

 

YAŞASIN 1 MAYIS!

 
 

Ezen ve ezilenler arasında, sömüren ve sömürülenler arasında yüzyıllardır süren mücadelede dünyanın dört bir yanında bugüne dek milyonlarca emekçinin kanı aktı. Ancak emeğinden başka hiçbir şeyi olmayan emekçiler hiçbir zaman susturulamadı ve mücadeleden vazgeçmedi.

 

Amerikan işçi sınıfının 8 saatlik işgünü için başlattığı bu kavga bütün dünya emekçilerinin ve ezilen, sömürülen halkların elinde 1 Mayıs bayrağı oldu. O günden bugüne egemenlerle emekçiler arasındaki bu kıyasıya mücadele her 1 Mayıs’ta devam ederek sürdü.

 

Her 1 Mayıs günü, dünyanın dört bir yanından emekçi halklar; fabrikalardan, tarlalardan, gecekondulardan, okullardan meydanlara akarak, farklı dillerden de olsa, aynı coşku ve umutla emperyalist-kapitalist sisteme karşı sorunlarını kapsayan sloganlarıyla, sınıf kardeşliklerinin sloganlarını haykırdılar.

 

2024’ün 1 Mayıs’ında da aynı duygu ve düşüncelerle her 1 Mayıs’ta olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs alanı Taksim’de olacağız.

 

Bu 1 Mayıs’ta da baskı, zulüm ve sömürü politikalarıyla oligarşinin halka karşı saldırıları devam ederken bir yandan da emperyalist haydutluğun sınır tanımaz vahşeti Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Arap Yarımadası’ndan Afrika’ya kadar birçok coğrafyada savaş politikalarıyla sürdürülmektedir. Bu savaşların temel nedeni dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik bunalımın aşılması için uygulanan politikalardır. Ayrıca emperyalistler arası çelişki ve pazar kapma savaşını kapsamaktadır. Bir diğer önemli neden ise hem dünya halkları üzerinde hem de emperyalistlerin birbirleri üzerinde egemenlik kurma isteğidir.

 

Dünya ölçeğinde yaşanan yapısal krizin yeni-sömürge olan ülkemiz gerçekliğine yansıması ise emekçi halklara daha fazla sömürü, baskı ve zulüm biçimde olmaktadır. Yaşanan ekonomik kriz, çürümüş devlet gerçeği ile birleşince oligarşi içi çelişkiler daha da derinleşmiş ve bir bütün olarak çıkmaz içine girmişlerdir. Yönetenlerin yönetemediği bir sürece giren oligarşi, bu süreci 2023’ten bu yana seçimlerle aşmaya çalışmıştır. Özellikle son yerel seçimlerle ortaya çıkan sonuç, halkta –ve hatta kimi sol ve demokrat çevrelerde- görece bir “umut” yaratmış olsa da emekçi halkları oyalamaktan ve kandırmaktan başka bir işe yaramayacağı gibi halkın tepkisinin açığa çıkmasının önünde önemli bir engel olarak durmaktadır.

 

Krizini seçimler dahil çeşitli yöntemlerle aşmaya çalışan oligarşi sömürüsünü daha da katmerleştirerek karına kar katarken, iktidardaki temsilcileri eliyle emekçi halklarımıza daha fazla açlık, yoksulluk ve işsizliği reva görmektedir.

 

Her türlü hırsızlık, yolsuzluk ve talanla emekçi halklarımızın alınteri çalınırken, her gün artan hayat pahalılığıyla, insanlık dışı çalışma koşullarıyla, kaza süsü verilmiş iş cinayetleriyle, engellenen sendikal örgütlenme hakkı ve yasaklanan grevlerle emekçilere açlık, yoksulluk ve sefalet dayatılmaktadır.

 

Uygulanan rant ve talan politikalarıyla hem yer altı ve yer üstü kaynakları hem de tarım alanları sermayeye peşkeş çekilirken, bir taraftan tarımsal üretim ve köylülük diğer taraftan ise doğamız yok edilmektedir.

 

Tüm bunlarla birlikte 22 yıllık AKP-Erdoğan iktidarı, kendisine biçilen rol gereği eğitimden sağlığa, toplumsal yaşamın her alanında her kesime özellikle de kadınlara ve gençliğe tarikat ve cemaatler aracılığıyla da gericiliği dayatarak yaşam tarzına müdahale etmektedir.

 

Geleceğe Umutla Bakmak ve İnsanın İnsanca ve Özgürce Yaşayacağı Bir Ülke ve Dünya Yaratmak Ellerimizdedir

 

Bizlere dayatılan sömürüye, baskıya, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, gericiliğe, adaletsizliğe ve haksızlığa; bir bütün olarak bu köhnemiş düzene mahkum değiliz.

 

Emekçi halklarımızın insanca yaşam talepleri işçisinden köylüsüne, memurundan aydın ve sanatçısına, kadınından gençliğe kadar emeğiyle, alınteriyle yaşamı yeniden üretenlerin kendi elleriyle devrim ve sosyalizm için verecekleri örgütlü mücadeleleriyle gerçekleşecektir.

 

Bu mücadelede önemli bir yer tutan 1 Mayıs, bu köhnemiş, gerici ve faşist düzene karşı teslimiyetin değil mücadelenin günüdür ve öyle kalacaktır.

 

1 Mayıs; işçi sınıfının ve emekçilerin düzene karşı tepkilerini ve insanca bir yaşam talepleriyle gücünü en somut gösterdiği bir gün olarak oligarşinin korkulu rüyasıdır ve öyle kalacaktır.

 

1 Mayıs; ’77 1 Mayıs’ında Taksim’de katledilen 37 devrimci-ilerici-yurtseverin ve 1 Mayıs şehitlerinin hesabını soracağımızı haykıracağımız bir gündür.

 

Geleceğe umutla bakmak, sınırların ve sınıfların olmadığı, insanın insanca ve özgürce yaşama özlemini bir ütopya olmaktan çıkartıp gerçeğe dönüştürmek ellerimizdedir. Kendi gücümüzle, kendi örgütlülüğümüzle ve kendi mücadelemizle bunu başaracağız. 1 Mayısları birlik, dayanışma ve mücadele gününe dönüştürme hakkından inatla ve cüretle vazgeçmeyişimiz bundandır.

 

Bunun için her yıl olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da dünyadaki tüm sınıf kardeşlerimizle birlikte 1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanı Taksim’de buluşup zulme ve sömürüye karşı mücadele sloganlarımızı haykıracağız.

 
 

YAŞASIN 1 MAYIS! / BIJİ YEK GULAN!

 

YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!

 

HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!